Koşuşturmalarımıza zorunlu ara verdiğimiz bu dönemde başka türlü yaşamanın mümkün olduğunu anlamak için elimizde harika bir fırsat var: Meditasyon
Korona günlerinde, eve ve kendimize dönmüşken yaşam kalitemizi artırmak adına yapabileceklerimiz dahi iyi hissetmemizi sağlayabilir. Ruhsal olarak dengeyi bulmamıza yardımcı olan meditasyon da bu süreci daha verimli geçirmemize aracı olanlardan. Üstelik şimdi online seanslarla bu yolculuğa çıkma imkanımız da var. Elif Dur da bu yolculukta rehberlik eden isimlerden biri. 13 yıl önce kurumsal hayatı geride bırakıp “Ben kimim?” sorusunun peşinden giden Dur, İsveç’te Kare Landfald’den Zen Coaching eğitimi almış. Yaklaşık 3 yıldır bireysel zen danışmanlık seanslarının yanı sıra şifa çemberleri ve farkındalık atölyeleri düzenliyor. Bu süreçte çalışmalarına online olarak devam eden Dur’la, karantina döneminde meditasyonu konuştuk.
Meditasyonun kişinin kendi zihninin derinliklerini gözlemlemesine ve içsel gerçeğini keşfetmesine yarayan yöntemlerin hepsini kapsadığını söyleyen Dur, “Zihnin ötesine geçildiğinde ortaya çıkan sessizlik, huzur ve dinginliğin hüküm sürdüğü bilinç hali için Zen rahipleri ‘Zihnin Yokluğu’ ifadesini kullanmıştır. Bu hali kavramada en önemli nokta meditasyonun bir şey yapmakla değil sadece var olmakla alakalı olduğunun bilincine varmaktır. En saf ve basit haliyle, anın içinde var olmakla ilgilidir meditasyon.
Bu hali kavramada, Buda’nın öğretisinin temelini oluşturan ‘Her an aslında mükemmel olan andır. Bu anda her ne deneyimliyorsak, o doğru deneyimdir. Tam bu anda yaptığımız şey en önemli olandır’ı hatırlayabiliriz. Tam da koşuşturup durmamıza zorunlu ara verdiğimiz bir dönemde başka türlü bir halin mümkün olduğunu anlamak için elimizde harika bir fırsat var” diyor.
Yeni başlayanlar için adımlar
Daha önce hiç meditasyon yapmamış kişilerin ilk olarak günü ‘daha farkında, daha şefkat dolu ve daha çok var olarak’ geçirmek üzere niyet oluşturmaları gerektiğini ifade eden Dur, diğer adımları ise şöyle sıralıyor:
Kendinize meditasyon için, rahatsız edilmeyeceğiniz sabit bir köşe oluşturun. Bu köşenizi minderler ya da meditasyon sandalyesi ile oluşturabilirsiniz.
İçinde kendinizi mutlu ve rahat hissettiğiniz kıyafetler seçin.
Bağdaş kurmanıza yardımcı olmak üzere, gerekirse dizinizin ya da kalçanızın altına koymak üzere minder bulundurun.
Dilerseniz sizi anda tutmaya yardımcı olması ve ritüel hissine katkıda bulunması için bir tütsülük edinin ve tütsü yakın.
Bunu bir görevden ziyade merak hissiyle seremoni olarak yapmayı hatırlayın.
İster 2 dakika ister 10 dakika
Meditasyonun sürelerinin başta 2.5 veya 10 dakika gibi kısa olmasının yeterli olacağını söyleyen Dur, sırtımız dik bir konumda oturduktan sonra, gözleri kapayıp yavaş yavaş dikkatimizi nefesimize vermemiz gerektiğini söylüyor: “Önce normal nefes alın, gitgide nefesinizi yavaşlatın. Uzun bir nefes alın ve içinizden ‘Şu an uzun bir nefes alıyorum deyin’. Uzun bir nefes verin. Nefesinizi sakin ve düzenli hale getirmeye nefesi izleme yöntemi denir. Bu size zor gibi görünürse, nefesinizi sayma yöntemini deneyebilirsiniz. Nefes alırken zihninizden 1 diye sayın, nefes verirken 1 diye sayın. Nefes alın ve 2’ye kadar sayın. Nefes verin 2’ye kadar sayın. 10’a kadar devam edin ve sonra tekrar 1’e dönün. Bu esnada zihninize belki sıkıldığınıza dair, belki bir saat sonra ne yapacağınıza dair bir plan ya da bedeninizin rahat etmediğine dair bir his gelip, kalkmak isteyebilirsiniz. Hiçbir düşünce ya da halle savaşmayın. Bırakın düşünceler gelip geçsin. Bu şekilde herhangi bir şeyi halletmeye, oldurmaya, değiştirmeye çalışmadıkça, çabasızlığın tadına varacak, yaşamın size tam olduğunuz yerde, olduğunuz gibi nüfuz etmesine izin verecek, siz de yaşama olduğunuz gibi, bu tanıklık halinden nüfuz edeceksiniz.”
Evde veya bahçede yürüme meditasyonu
Meditasyonu her gün hatta sabah ve akşam olarak deneyimlemeyi tavsiye eden eğitmen, sırtınızı kasmadan dik bir konuma getirip oturmanın ve karnınızdan solumanızın gerekliliğine vurgu yapıyor. Bu anlarda, kendimizi kökleri yerin altında sağlam duran bir ağaç gibi hayal edebileceğimizi ve bunun uyanık ve farkında olmamız için faydalı olduğunu söylüyor: “Eğer sırtınızı yaslayacağınız bir meditasyon minderiniz yoksa, daha uzun süre oturabilmek ve rahat edebilmek için kalçanızın altına minderle yükselti yapıp, bedeninizi hafif öne doğru vermeniz iyi olacaktır. Eğer yere oturamıyorsanız, yine sırtınızı kasmadan, arkası dik bir sandalyede de oturup, avuçlarınızı bacaklarınızın üzerine yerleştirip, karnınızdan soluyarak ayaklarınızın yerle temasını da hissedip meditasyon yapabilirsiniz. Dilerseniz evin içinde ya da bahçenizde yürüme meditasyonu da yapabilirsiniz. Yine nefesinize odaklanarak, çok yavaş adımlarla, dikkatinizi ayaklarınıza, ayaklarınızın yere temas edişine getirerek yürüyebilir ve bu esnada zihninizi gözlemleyebilirsiniz. Gelecek ve geçmiş olmadan, dikey bir konumda sadece anları kesiyormuş gibi hissederek yürümeyi deneyebilirsiniz. Hatta Zen ustası Thich Nhat Hanh’ın dediği gibi her adımda yeryüzüne bir öpücük konduruyormuş gibi yürüdüğünüzü de imgeleyebilirsiniz.”