2019’un Aralık ayında Çin’de ortaya çıkan Covid-19 salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de can kayıplarına neden olmaya devam ediyor. Nisan ayı itibariyle vaka sayılarımız da giderek artıyor. Henüz kesinleşmiş etkin bir tedavisi ve aşısı olmayan koronavirüs, en çok yaşlıları ve kronik hastalığı olanları etkiliyor.
Madem bu virüsün henüz etkin bir tedavisi yok peki o halde bu koronavirüsten korunmak mümkün mü? Mümkünse nasıl korunacağız?
Bol Sebze ve Meyve Tüketin
ABD’de yapılan bir çalışmada, obezitenin influenza virüsüne bağlı hastanaye yatışları %6 artırdığı, fiziksel olarak inaktif olmanın yatışları %7 artırdığı, düşük sebze ve meyve tüketmenin ise influenzaya bağlı hastane yatışlarını %8 artırdığı gösterilmiş.
Gebe kadınlar üzerinde yapılan başka bir çalışmada ise daha fazla meyve sebze tüketen kadınların gebelik sürecinde hastalıklara daha az yakalandığını gösterilmiş ve iyi bir bağışıklık sistemi için sebze meyve tüketmenin önemine vurgu yapılmış.
Söz konusu koronavirüs olunca yaşlıların en çok etkilenen popülasyon olduğunu biliyoruz. Bu yüzden yaşlıların da bu süreçte bol meyve sebze tüketmeye dikkat etmeleri gerekiyor. Yaşlıların infuenza aşısına oluşturdukları bağışık yanıt dikkate alınınca, yine bol sebze meyve tüketen yaşlı nüfusun aşıya daha iyi bağışık yanıt gösterdiği de bilimsel çalışmalarla gösterilmiş bir diğer ayrıntı.
Hangi Sebzeleri ve Meyveleri Tüketelim?
Özellikle turpgilleri ve koyu yeşil yapraklı sebzeleri, içerisinde bulunan isoflavinoidler ve genistein’in bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen soyayı tüketebiliriz . İnfluenza görülme sıklığını azalttığı bilinen yeşil çaydan da bu süreçte olabildiğince yararlanmakta fayda var. Elbette bunları da abartmadan kullanmak gerekli. Yani bir günde on beş bardak yeşil çay içmeye gerek yok. Bu süreçte günlük hayatımıza belki iki üç bardak yeşil çay ekleyebiliriz.
Yapılan bu çalışmalar influenza virüs etken alınarak yapılan çalışmalar. Maalesef koronavirüs henüz çok yeni olduğu için koronavirüsle ilgili yapılan çalışmalar şimdilik yetersiz. Ancak her iki virüsün de benzer mekanizmalarla hastalık yaptığını ve benzer organları etkilediğini düşünürsek koronavirüsten korunmak için de aynı önerileri yapabileceğimizi düşünüyorum. Bilim dünyası da koronavirüsle ilgili önlem ve tedbirleri yapılan yeni çalışmaların yanında bu benzerliği göz önünde bulundurarak yapıyor.
Koronavirüsten Korunmak İçin Egzersizi Abartmayın
Eve kapandığımız bu süreçte ev içerisinde olmak şartıyla egzersiz yapmakta fayda var. Ancak fazla egzersiz yapıyor olmanız daha güçlü bağışıklığınız olacağı anlamına gelmez. Hatta yapılan araştırmalar tam tersini gösteriyor. Sporcularda yoğun egzersiz sonrası salgılarımızda bulunan ve ilk defans hattımızı oluşturan IgA’ların düşük olduğu gösterilmiş. Yine sporcularda yoğun egzersiz sonrası hastalık görülme riskinin arttığı da yapılan çalışmalarda görülen bir diğer ayrıntı. Bu yüzden koronavirüsten korunmak için spor yapın ancak abartmayın.
Kronik Hastalıklara Yakalanmayın
Koronavirüs’ün yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi kronik hastalıkları olan insanları daha çok etkilediğini biliyoruz. O halde koronavirüsten korunmak için en etkili yol aslında bu hastalıklara hiç sahip olmamaktır. Kronik hastalıklara yakalanmamak için yapabileceğiniz en iyi şey az yağlı bitkisel beslenmektir.
Sağlığımıza sadece bu zamanlarda değil her zaman dikkat etmemizin önemi olduğunu lütfen unutmayalım. Kendimize ne kadar iyi bakarsak o kadar sağlıklı ve zinde kalırız. Kronik hastalıklara sebep olan şeylerden kaçınmak uzun vadede sağlığımızı artı değer katacak unsurlardan biridir. Beslenme sağlığımızın çok büyük bir kısmını oluşturur. Doğru beslenerek riskleri minimalize edebilir, bağışıklık sistemimizi daima güçlü tutabiliriz. Herkese sağlıklı bir gün dilerim.