Haklara sahip olmak için hissedebilirliğin temel olması, acı hissinin geçici olarak ortadan kaldırılması sonucu hakların ortadan kalktığı anlamına gelmez.
Hissedebilirlik, hisseden varlığın öznel yaşantıları olduğu anlamına gelir ve bu da onu ‘eşya, şey’ olma statüsünden çıkartarak ‘kişi’ statüsüne yerleştirir. Yani, sorun hissedebilir bir canlının öldürülürken acı çekiyor olmasından ibaret değildir, sorun hissedebilen bir varlığın kendi çıkarlarımızın aracı olarak görülüyor ya da kullanılıyor olmasıdır. Bunu ne kadar ”acısız” bir şekilde yaptığınız eylemi ahlaki olarak kabul edilebilir kılmayacaktır.