Yoga, günümüzde birçok kişinin vücudunu dinlendirdiği, zihinsel açıdan kendilerini rahatlatmaya çalıştığı meditasyon yöntemlerinin en başında gelmektedir. Meditasyon anında yapılan zihinsel arınmalar sayesinde stresle başa çıkmayı öğreneceğiniz gibi doğru nefes alma, doğru oturuş ve duruş hakkında da bilgi sahibi olacaksınız.
Yogaya başladıktan sonra hayatınızdaki değişimleri daha rahat gözlemleme şansına ulaşacaksınız. Fiziksel olarak bedeninizden ne kadar sorumlu olduğunuzu ve zihinsel açıdan ruhunuzu nasıl doyurmanız gerektiğinin farkındalıklarına varacaksınız. Yoga ile ilgili birçok metinde de yer aldığı gibi yoga felsefesi vejetaryen beslenmeyi ön görmektedir. Bunun sebebi bilimsel ve etik değerlerdir. Yediğimiz gıdaların bedenimizi ve zihnimizi etkilemesi kaçınılmaz bir gerçektir. Doğal gıdalar yogik beslenmede tercih edilir. Bu nedenle sindirimi kolay ve organik yiyecekleri tercih etmeniz yoganın özünde gerekliliktir. “Yaşamak için ye, yemek için yaşama” sözünü benimseyerek sadece varlığımızı sürdürebilecek kadar tüketim yapmalı ve vejetaryen beslenmeliyiz.
Yoga felsefesine göre gıdalar, Tamasik gıdalar, Rajasik gıdalar, Sattvik gıdalar olarak üç ayrı bölüme ayrılmıştır. Yoga yapan kişilerin ruh ve beden bütünlüğü için Sattvik yani vejetaryen beslenmesi önerilmektedir. Sattvik gıdalar kişiye enerji verir, düşünce temizliğini kolaylaştırır ve yaratıcılığını arttırır. Tamasik ve Rajasik gıdalar ise duygusal dengeyi hızlı bir şekilde bozacağı gibi fiziksel açıdan sizi rahatsız edecektir.
Et ürünleri Tamasik gıdaların başında gelmektedir. Yoga öğretilerine göre et ürünü tüketmek kişiye ağırlık hissi, durgunluk ve yorgunluk hissettirmektedir. İnsan bağırsağı et ürünleri sindirmek ve dışarı atabilmek için fazla uzundur. Et bağırsaklarda uzun süre beklerse çürüyerek bakteri üretmekte ve kanın kirlenmesine sebep olmaktadır. Bu da kişiye fiziksel anlamda zarar verir. Ayrıca psikolojik olarak da kendinizi kötü hissetmenizi sağlayacak ve şiddet duygunuzu arttıracaktır. Hayvanların hızlı gelişmeleri için verilen hormon ilaçları, yetiştirildikleri yer, yedikleri besinler, kesim anında yaşadığı stres ve sizin tabağınıza gelene kadar saklanma koşulları ve daha birçok olumsuz etken hayvanı “et” olarak görmeye, tüketmeye başladığınız an da size zarar vermeye başlayacaktır. Hayvan yemenin insan hayatındaki zararları bilimsel olarak da kanıtlanmış durumdadır. Harvard Üniversitesi’nde 30 yıldan fazla süren ve 120 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre düzenli olarak et tüketen insanlarda başta kanser olmak üzere kalp krizi riski oranının oldukça arttığı ortaya çıkmıştır.
Bunun yanı sıra kolesterol, yetersiz boşaltım, böbrek rahatsızlıkları ve birçok hastalığı da tetikleyebilmektedir.
Unutmamanız gereken, yoganın özünde doğaya en az zararı verme hatta zarar vermeme hali vardır. Ve siz başka bir canlıya zarar vermek onu beslenmenizin bir parçası olarak görmek yerine Sattvik gıdalarla beslenerek hem evrenin bütünlüğünü hem de kendi bütünlüğünüzü oluşturabilir ve çevrenizdeki değerleri yeniden gözden geçirerek farkındalıklarınızı arttırabilirsiniz. Bütünün bir parçası olduğunuzu hissetmek ve aldığınız her nefeste varlığınıza şükrederek yaşamın güzelliklerini kalıcı kılmak sizin elinizde. Derin bir nefes alarak gevşemeli ve pozitif düşünce akışına kendinizi bırakmalısınız. Doğanın size sunduğu her şeye “olduğun gibi seni kabul ediyorum” diyerek başta kendinizi olmak üzere size zarar veren her şeyi affetmeyi öğrendiğiniz an da hayatınız nasıl değiştiğine siz bile inanamayacaksınız.